Temporal lob epilepsisi
Temporal lob epilepsisi ya da kısaca TLE, yetişkin bireyde sıklıkla görülen dirençli durumdaki epilepsi sendromunun adıdır. Bu sendromun bireylerde tanımlanması sonrasında rezektif cerrahi başarısı ameliyat sonrasında yeni bellek anormalliklerinin ortaya çıkmaması ve nöbetlerin kontrol altına alınması ile ölçülür. Sendrom günümüz tıp dünyasında iyi tanımlanmış bir durumdur ve materyal özgünlüğü Milner ve ark.nın araştırmaları ile ortaya konmuştur.
Hakkında
[değiştir | kaynağı değiştir]Kavram genel anlamda sağ ve sol temporal lobların farklı türdeki hafıza materyalini işlemesi olarak tanımlanır. Kurama göre insan belleğinde sözel (verbal) ve görsel (nonverbal) materyalin ayrı olarak işlenmesi esasına ("materyale özgü olan") dayanan sağ ve sol temporal loblar görev ayrımı ile birbirlerini tamamlar. Sağ ve sol temporal loblara ait olan materyale özgü etki, sendroma yakalanan hastaların ameliyat sonrasında ortaya çıkardıkları nöropsikometrik formlarla ortaya konmuştur.[1]
Epilepsi cerrahisi sonrasında ortaya konan araştırma ve çalışmalar ile taraf ve materyal özgünlük özelliği arasındaki anatomik hareket ve ilişkiyi açıklamaya yöneliktir. Cerrahi tedavi uygulanmamış TLE'li hastalarda görülen materyale ait bellek bozuklukları ana nöropsikolojik bozukluklar arasındadır. Bellek bozukluğu oguların hemen hemen hepsinde belirli bir seviyede gösterilmekle beraber özellikle sol mesial temporal sklerozlu (MTS) hastalarda sözel bellek yönünün işlevinde anormallikler görülür. Sözel olmayan bellek işlevinde olan kayıp sağ MTS için bazı araştırmalarla bildirilmektedir fakat diğerine göre daha az belirgindir. Genel olarak yaygın olan girdilere göre epileptik aktivite bellek bozukluklarını süreç içerisinde derinleştirir ve yaygın hale getirir. Günümüzde ilaca dirençli bir yapı gösteren TLE'li hastaların en önemli tedavi seçenekleri arasında epileptik nöbetlere neden olan bölgenin cerrahi müdahale ile çıkarılması vardır. Yapılan cerrahi müdahalenin vereceği olumlu sonuç ise diğer özellikteki fokal epilepsilere oranla yüksektir fakat ameliyat sonrasındaki nöbetlerin devamlı hale gelmesi bellek bozukluğunu artırma riskini içinde barındırır.[1]
TLE tedavisi süresince cerrahi müdahaleye karar verme aşamasında nöropsikometrinin uygulanmasının temeli son yarım yüzyıla kadar gitmektedir. 1950'li yıllarda Scoville ve Milner gibi araştırmacıların öncü nitelikteki çalışmaları günümüzde genel prensiplerine kavuşmuştur. Değerlendirmelerin temeli de günümüzde belleğin hipokampal modeli ve materyal özgünlük kavramından meydana gelmektedir. Epileptik foküs/hipokampal hasarın EEG ve MR ile tespit edilmesi ile bellek testlerinin ortaya koydukları ilişki ve materyallere ait özgübellek bozukluğu arasındaki ilişkili ve uyumlu yapı, ameliyat sonrası süreçte hem nöbetlerin duracağı, hem de belleğe özgü sorunların gelişmeyeceğinin bir ölçütü olarak yorumlanmaktadır. Bunun tam tersi olma durumunda ise temporal lobda gösterilemeyen bir hasarın varlığına işaret edilir. Aynı zamanda bellek bozukluğu ve nöbetlerin devam etmesini ifade eder. Bu mantık materyal aitlik ve özgünlük modeline dayanmaktadır ve ameliyat öncesi karar verme durumunun temelidir.[1]
Kaynakça
[değiştir | kaynağı değiştir]- ^ a b c Hanoğlu, Şengül, Erbayat, Özmansur, Keskinkılıç, Demirci, Polat, Yılmaz, Uzan ve Özkara. "Temporal Lob Epilepside Lateralize Edici Bulgu Olarak Materyal Spesifik Bellek Bozukluğu" (PDF). Türk Epilepsi ile Savaş Derneği. 16 Nisan 2017 tarihinde kaynağından arşivlendi (PDF). Erişim tarihi: 15 Nisan 2017.