Drafts by Ali Baran Gönder
Türkiye Cumhuriyeti günümüzde 100 yaşını tamamlamış bulunmaktadır. Geriye bakıp bu
yolculuğun na... more Türkiye Cumhuriyeti günümüzde 100 yaşını tamamlamış bulunmaktadır. Geriye bakıp bu
yolculuğun nasıl geçtiğini sormak ve bu yolculuğun ana hatlarını irdelemek elbette her
vatandaşın yapması gereken bir ödevdir. Ancak Orta Doğu’nun istikrarsız ortamında,
devletlerin ve rejimlerin darbelerle yere serildiği, sömürüldüğü ve savaşa sürüklendiği bu
durumda dahi Cumhuriyetimiz bir istisna olarak diri bir şekilde 100 yaşını tamamlamayı
başarmıştır. İşte bu konu, diğer tartışmalara nazaran çok daha girift ve derin cevaplara
gebedir. Bunu elbette Cumhuriyetimizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk ve onun zihinsel
dünyasında aramak gerekli olacaktır. Bu vesileyle Cumhuriyetin kurucu felsefesi ve
Cumhuriyet ile birlikte gelen değerler bütünü hakkında daha fazla bilgi sahibi olmak
mümkündür.
Birinci Dünya Savaşı sonunda 30 Ekim 1918'de imzalanan Mondros Mütarekesi, aynı zamanda Kurtuluş ... more Birinci Dünya Savaşı sonunda 30 Ekim 1918'de imzalanan Mondros Mütarekesi, aynı zamanda Kurtuluş Savaşı'nın da fitilini ateşlemiştir. Kurtuluş Savaşı'nın lideri olan Mustafa Kemal Paşa, 19 Mayıs 1919'da Samsun'a ordu müfettişliği görevi ile çıkmış ve mücadele bu süreçten sonra paradigma değişikliğine gitmiştir. Mustafa Kemal Paşa'nın Milli Mücadele serüveni 19 Mayıs öncesi başlamış olmasına rağmen, anlatımlar genelde bu tarihten itibaren başlatılmıştır. Ancak Mustafa Kemal Paşa, Mondros Mütarekesi'nin imzalanmasından hemen sonra direniş çalışmalarına başlamıştır. Bu çalışmamızda, Mustafa Kemal Paşa'Nın Mondros Mütarekesi'nin hemen sonrasında başlattığı direniş faaliyetlerine değineceğiz. Mustafa Kemal Paşa'nın çok erken tarihlerden pasif ve aktif direniş faaliyetlerinde bulunması aynı zamanda ''Kurtuluş Savaşı'nı Mustaf Kemal'' başlatmamıştır söyleminin de dayanaksızlığını ortaya koyacaktır.
Sanayi Devrimi ile birlikte hızlanan sömürgecilik faaliyetlerinin en büyük nedenlerinden birisi p... more Sanayi Devrimi ile birlikte hızlanan sömürgecilik faaliyetlerinin en büyük nedenlerinden birisi petroldür. Emperyalist devletler ihtiyaçları olan petrolü elde edebilmek adına çoğunluğu Osmanlı İmparatorluğu'nun elinde olan bölgelere göz dikmişlerdir. Bu çalışmamızda en önemli petrol bölgelerinden birisi olan Musul'a karşı İngilizlerin yaklaşımı ele alınacaktır. Genel olarak Musul Sorunu'nun 1. Dünya Savaşı öncesinden Milletler Cemiyeti sürecine kadar ele alınması ve İngiltere'nin bölgeyi ele geçirmek adına ne gibi yöntemlere başvurduğu, Türk kanadının ve bilhassa Mustafa Kemal Atatürk'ün bu krize nasıl yaklaştığı çalışmamızın konusunu oluşturmaktadır.
Bu çalışmamızda İngilizlerin Kurtuluş Savaşı’na ve onun lideri olan Mustafa Kemal Atatürk’e karşı... more Bu çalışmamızda İngilizlerin Kurtuluş Savaşı’na ve onun lideri olan Mustafa Kemal Atatürk’e karşı düşmanca olan yaklaşımları ele alınacaktır. Çalışmamızın zaman aralığı Mondros Mütareke’sinden düzenli ordunun kuruluşuna kadar olan süredir. Bu süreci karşılaştırmalı olarak pek çok kaynaktan ele alırken bir yandan da saray hükümetleri ve Sultan Vahdettin’in tutumunu açıklamaya çalışacağız. Çalışmamız boyunca belittiğimiz her biliginin arkasını belge ile yahut muteber bir kaynak ile doldurmaya çalıştık. Belgeleri ağırlıklı olarak İngiliz istihbarat raporlarından seçmeye çalıştık. Bu sayede Türk tarafından kimi zamanlar yapılan propagandaya takılmayarak daha öz bir bilgi vermeyi amaçladık.
Okuyacağınız çalışma, hazırlanmakta olan asıl çalışmamızın kısa bir özeti ve bir parçası niteliği taşımaktadır.
Atatürk ve Halifelik
Türkiye Cumhuriyeti kurulduktan sonra 3 Mart 1924'te halifelik kaldırılmıştır. Halifeliğin kaldır... more Türkiye Cumhuriyeti kurulduktan sonra 3 Mart 1924'te halifelik kaldırılmıştır. Halifeliğin kaldırılma sebepleri arasında pek çok spekülasyon dillendirilmiş, yazılmış ve yayılmıştır. Bu çalışmamızda halifelik kurumunun tarihsel arka planını incelemekle birlikte Türkiye Cumhuriyeti döneminde kaldırılmasının sebeplerini inceleyeceğiz. Halifeliğin kaldırılması ile birlikte gelen eleştirilerin doğru olup olmadığını irdelerken bir taraftan da Atatürk'ün zihin yapısını anlatmaya çalışacağız. Çalışmamız konuya giriş mahiyeti taşıdığından ileri okuma yapmak isteyen okuyucularımıza verdiğimiz atıflar rehberlik edecektir.
Belli başlı grupların yaklaşık 100 yıldır Atatürk üzerinden yaptığı karalama propagandasının en b... more Belli başlı grupların yaklaşık 100 yıldır Atatürk üzerinden yaptığı karalama propagandasının en belirgin ucu Atatürk'ün din ile vurulmak istenmesidir. Bu çalışmamızda Atatürk'e din üzerinden atılan iftiraların gerçek olmadığı, tarih bilimine ve vicdana ters olduğu gösterilmektedir. Konuya giriş ve aydınlatma amacı taşıyan bu makalede bol bol muteber kaynaklara, belgelere ve anılara atıfta bulunulmaktadır. Konulara derinlemesine vakıf olmak isteyen okuyuculara verdiğimiz atıflar rehberlik edecektir. Atatürk'ün inancı konumuzun kapsamı dışarısında kalmaktadır. Bu sebeple bu çalışmamızda onun dindarlara karşı olan tavırları değerlendirilecek, reformları irdelenecek ve aynı zamanda genel kabul gören ancak doğru olmayan ''Atatürk bir din düşmanıdır'' iddiası çürütülecektir. Cumhuriyetimizin 100. Yılına girerken kurucu liderimiz Gazi Mustafa Kemal Atatürk'e olan anlamsız düşmanlığın son bulması umuduyla.
Uploads
Drafts by Ali Baran Gönder
yolculuğun nasıl geçtiğini sormak ve bu yolculuğun ana hatlarını irdelemek elbette her
vatandaşın yapması gereken bir ödevdir. Ancak Orta Doğu’nun istikrarsız ortamında,
devletlerin ve rejimlerin darbelerle yere serildiği, sömürüldüğü ve savaşa sürüklendiği bu
durumda dahi Cumhuriyetimiz bir istisna olarak diri bir şekilde 100 yaşını tamamlamayı
başarmıştır. İşte bu konu, diğer tartışmalara nazaran çok daha girift ve derin cevaplara
gebedir. Bunu elbette Cumhuriyetimizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk ve onun zihinsel
dünyasında aramak gerekli olacaktır. Bu vesileyle Cumhuriyetin kurucu felsefesi ve
Cumhuriyet ile birlikte gelen değerler bütünü hakkında daha fazla bilgi sahibi olmak
mümkündür.
Okuyacağınız çalışma, hazırlanmakta olan asıl çalışmamızın kısa bir özeti ve bir parçası niteliği taşımaktadır.
yolculuğun nasıl geçtiğini sormak ve bu yolculuğun ana hatlarını irdelemek elbette her
vatandaşın yapması gereken bir ödevdir. Ancak Orta Doğu’nun istikrarsız ortamında,
devletlerin ve rejimlerin darbelerle yere serildiği, sömürüldüğü ve savaşa sürüklendiği bu
durumda dahi Cumhuriyetimiz bir istisna olarak diri bir şekilde 100 yaşını tamamlamayı
başarmıştır. İşte bu konu, diğer tartışmalara nazaran çok daha girift ve derin cevaplara
gebedir. Bunu elbette Cumhuriyetimizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk ve onun zihinsel
dünyasında aramak gerekli olacaktır. Bu vesileyle Cumhuriyetin kurucu felsefesi ve
Cumhuriyet ile birlikte gelen değerler bütünü hakkında daha fazla bilgi sahibi olmak
mümkündür.
Okuyacağınız çalışma, hazırlanmakta olan asıl çalışmamızın kısa bir özeti ve bir parçası niteliği taşımaktadır.