iBet uBet web content aggregator. Adding the entire web to your favor.
iBet uBet web content aggregator. Adding the entire web to your favor.



Link to original content: http://tr.wikipedia.org/wiki/II._Yezid
II. Yezîd - Vikipedi İçeriğe atla

II. Yezîd

Vikipedi, özgür ansiklopedi
(II. Yezid sayfasından yönlendirildi)
II. Yezîd
Arapça Hüsn-ü Hatt ile "Yezîd" yazısı
9. Emevî Halifesi
Hüküm süresi720 – 724
Önce gelenÖmer bin Abdülaziz
Sonra gelenHişâm bin Abdülmelik
Doğum687
Şam, Suriye
Ölüm724
İrbid, Suriye
Eş(ler)iÜmmü'l-Ḥaccac bint Muḥammed bin Yusuf es-Sekafiyye Sude bint Abdullah bin Amr bin Osman
Tam adı
Yezîd bin Abdülmelik
HanedanEmevî Hanedanı
BabasıAbdülmelik
AnnesiAtike bint Yezid
DiniSünnî İslâm

II. Yezîd, (Arapça: يزيد بن عبد الملك) Yezîd bin Abdülmelik (687 - 724), dokuzuncu Emevî halifesidir. 720 yılında kuzeni olan halife Ömer bin Abdülaziz'in ölümü ile halife olmuş ve böylece kardeşlerinin halifelik üzerindeki haklarını tekrar ortaya çıkarmıştır. Daha önceki halifelerden Abdülmelik'in halifelik yapan üçüncü oğludur. Şam'dan uzakta Hazarlara karşı sefer yapmakta iken 724 yılında ölmüştür. Ancak ölüm haberi Şam'a geç ulaştığından kardeşi Hişâm bin Abdülmelik 724 yılında Emevî halifesi olmuştur.

Yezid bin Mühelleb'e karşı seferler (720)

[değiştir | kaynağı değiştir]

II. Yezîd halifeliğe geçtiği zaman ilk uğraşması gereken sorun, Yezid bin Mühelleb'in tutukluluktan kaçması üzerine doğmuştur. Yezid bin Mühelleb, Emevîlerin Horasan valisi idi ve bir önceki halife olan Ömer bin Abdulaziz tarafından bu valilik görevinden atılarak tutuklanmıştı. Ömer bin Abdülaziz'in ölümünden hemen sonra hapisten kaçtı. Bu hapis kaçağının Basra'da yaşayan ailesinin yanına gitmeye çalışacağını düşünen halife II. Yezîd, Yezid bin Mühelleb'in Basra'da bulunan ailesini tutuklatmak için Kufe'de bulunan Irak Valisi Hişâm'a emir gönderdi. Buna rağmen Yezid bin Mühelleb, Basra'ya erişmeyi başardı. Irak valisinin halifeye gönderdiği suçunu bağışlama mektubuna cevap olarak af edilmesini beklediğini bildirdi ve ondan o zamana kadar ailesini hapis etmekten sakınmasını istedi.

Buna rağmen Irak valisi ordusuyla Basra üzerine yürümeye başlayınca Yezid bin Mühelleb bir ordu kurup buna karşı koydu. İki ordu arasında cereyan eden çarpışmada Yezid bin Mühelleb'in ordusu galip geldi. Bu çarpışmadan sonra Yezid bin Mühelleb, Basra'ya gidip buranın halife Yezîd'e bağlı olmadığını ilan etti. Basra'da bulunan toplanmış vergi gelirlerini eline geçirdi ve bunları ordusunun mensupları arasında dağıttı. Bununla da kalmayıp Peygamberin ailesinin katilleri olan Emevîlere karşı cihat açtığını ilan edip yeniden asker toplamaya başladı.[1]

Halife II. Yezîd, Suriye'de bulunan en iyi Emevî birliklerini o zaman Horasan valisi olan Mesleme bin Abdülmelik komutası altında Yezîd bin Muhalleb'in üzerine gönderdi. İki ordu Ağustos 720 sonlarında karşı karşıya geldiler ve birbirlerine hücuma geçmeyip yedi gün karşılıklı olarak beklediler. Yezid bin Mühelleb'in ordusundaki bâzı askerler orduyu bırakıp kaçtılar; ama Yezid bin Mühelleb utanç dolu bir hayat, ölüme tercih edilir diyerek kaçmayı veya teslim olmayı kabul etmedi. En sonunda başlayan muharebede Yezid bin Mühelleb öldürüldü. Ordusundan 3.000 kadar asker esir alınıp Kufe'ye hapis edilmek üzere gönderildi.[1]

Halife II. Yezîd, Kufe'deki Irak valisine hapiste olan bu asker esirlerin öldürülmesi emrini iletti ve bu emir uygulanıp 3.000 kadar esir asker idam edildi. Yezid bin Mühelleb'in ailesi ise küçük bir gemi ile Basra Körfezi'ni geçip Kerman'a ve buradan da Fars bölgesine kaçtı. Orada önce esir olarak esir pazarında satıldılarsa da çok geçmeden azat edildiler.[1]

Mesleme bin Abdülmelik ise hem Irak'ta Basra ve Kufe'ye, hem de Horasan eyaletine vali olarak atandı.[1]

Fakat çok geçmeden Mesleme bin Abdülmelik hakkında Irak vergilerinin merkeze gitmesi gereken kısmının Şam'a gönderilmediği hakkında şikâyetler başladı. II. Yezîd, Mesleme bin Abdülmelik'in yerine orduda ün yapmış, ama çok koyu Kais kabilesi taraftarı olan Ömer bin Hubeira'yı Irak valisi yaptı. Bu vali, Haccâc'ın Şiîlere karşı gayet sert politikasını tekrar uygulamaya başladı. Aynı zamanda bu valinin Kais kabilesini tutması ve o zamana kadar hiç görülmemiş bir kararla Yemenli kabileden olan Yezîd bin Mühelleb'in ailesini ortadan kaldırma siyasetleri, Mevali-Arap ayrımı yanında Kais ve Yemenli Arap asıllıların arasının çok açılmasına yol açtı.

Maveraünnehir'de sefer (721)

[değiştir | kaynağı değiştir]

Yezîd halife olduktan sonra 721'de Maveraünnehir valisi olarak Said bin Amrelhareci'yi atadı. Said bin Amrelhareci Fergana Sultanı'nı merkez kalesindeki kuşatmaya aldı. Fergana Sultanı, barışı sağlamak için 100.000 altın dirhem, 50 erkek köle ve 50 genç kız köle vermeye hazır olduğunu bir ulak ile bildirdi. Fergana Sultanı bundan dolayı dikkatini savunmaya vermeyen Müslüman ordusuna bir gece baskını yaptı. Fakat Fergana Sultanı bu baskın sırasında öldürüldü. Yezîd, Said'i eyalet valiliğinden geri çekti ve sonraki kısa saltanat yıllarında yerine birbiri arkasına bir sıra vali tayin etti.[1]

İfrikiye, Endülüs ve Fransa'ya tekrar hücum

[değiştir | kaynağı değiştir]

II. Yezîd, İfrikiye'ye vali olarak Yezîd bin Müslim adında zalim lakaplı Irak valisi Haccâc'ın katibini atadı. Bu vali, Haccâc'ın çok sert idare sistemini ve özellikle Arap asıllılara devamlı taraflı olarak destek sağlayıp Arap asıllı olmayan Mevâliler'e çok ağır vergi koymayı uygulamaya başladı. Özellikle Müslümanlığı kabul etmiş olan Berberi asıllılardan cizye vergisini zorla toplaması, 720-721'de (h. 102) İfrakiyye'nin ve özellikle Müslüman olan Berberi halkın hoşnutsuzluğunun isyana dönmesine yol açtı. Bu isyanda vali Yezîd bin Müslim öldürüldü. Ondan önce Kayrevan'da Arap eyalet valisi olan Muhammed bin Yezîd, tekrar orada eyaletin idaresini eline aldı ve daha âdil tutumu ile isyancı Berberileri memnun ederek isyan sona erdirildi. Şam'da bulunan II. Yezîd, bunu kabul etmek zorunda kaldı ve Muhammed bin Yezîd'in İfrakiyye valiliğini onayladı.

II. Yezîd döneminde İfrakiyye eyaletine bağlı olan Endülüs'teki durum, halifelik merkezi açısından çok daha kötü idi. Bu bölgenin Şam'dan çok uzak olması nedeniyle merkezî hükûmetin bu bölgede idaresi çok kere çok zayıf ve değişken şekildeydi. Bu bölgede Emevî idarecileri daha çok askerî işlere önem vermekte olan, sınır bölgelerinde ve ellerinden bulunmayan arazilere hücumlarda cesaret ve kararlılık gösteren kişilerdi. Endülüs'ün içişleri ise sadece kendi menfaatlerini düşünen, devamlı olarak bu menfaatlerini arttırma hedefli ve idare ettikleri halka pek aldırmayan idarecilere kalmıştı.

Bunun en iyi örneklerden biri Endülüs'ten yıl be yıl Arap ordularının Pireneler'in kuzeyine Fransa içlerine yaptıkları hücumlarda ve bu hücumların kazançlarının yeni organize edilmiş içişleri idaresi ile pekiştirilmemesinde görülmektedir. Bu nedenle Endülüs'te özellikle güney İber Yarımadası’ndaki Müslüman tarım, ticaret, ekonomik ve kültürel alanlarındaki gelişmelerin Pireneler'in kuzeyinde Arapların hücumuna ve işgaline uğramış olan bölgelerde görülmemesine yol açmıştır.

II. Yezîd, saltanat döneminde 721’de Pireneler'i geçen Arap ordusu güney Fransa'da Narbonne kalesini eline geçirdi ve bu kaleyi sonraki hücumlar için bir üs olarak kullanmaya başladı. Endülüs valisi Samh bin Malik komutasında bir akıncı gücü Toulouse'a kadar ilerleyip bu şehri kuşatmaya aldı. Ancak Toulouse Muharebesi olarak bilinen çatışmada Akitanya Dükü Odo komutasındaki bir Frank ordusu tarafından yenilip geri püskürtüldü. Emevi ordusunun kılıç artıkları Abdurrahman bin Abdullah bayrağı altında birleşerek üsleri olan Narbonne'a çekildiler.

Arapların bu yenilgisi İber Yarımadası'nın dağlık kuzey tarafında bulunan ve Arapların idaresine hiç girmemiş olan Asturias Krallığı'ndaki Hristiyanları uyardı ve buradan Endülüs Müslümanlarına akın şeklinde hücumlar yapıp onlara ziyan vermeye başladılar. Pelayu önderliğinde kazanılan askerî başarılar birçok Avrupalı ve İspanyol tarihçi tarafından Reconquista'nın başlangıcı olarak kabul edilir.

Hazarlara karşı seferler (720-724)

[değiştir | kaynağı değiştir]

641 yılında Emevî Arap orduları Güney Kafkasya bölgesine gelmişlerdi. Aynı bölgeye çok yakın bir zaman önce de kuzeyden Hazar orduları girmiş ve bu bölgedeki Hazarlar durumlarını geliştirip pekiştirmeye çalışmışlardı. İki istilacı güç, bundan sonra bu bölgeyi kendi ellerine geçirmek için mücadeleye girişti.

Bu bölgedeki Hazar ordularına karşı II. Yezîd döneminde ilk Arap seferi, el-Tubayt Nahran komutasında Arapların "Babelabvab" (Arapça باب الابوب) diye adlandıkları (şimdi Dağıstan'da bulunup klâsik dönemde İskender Geçidi olarak anılan Derbent Geçidi) ve Sâsânîler döneminden beri devamlı olarak kullanılan uzun bir sur dizisi üzerine olmuştur. Bu orduyu Hazar orduları "Marj el-Hacar" denilen bir mevkide karşıladı. Burada yapılan savaşta Hazarlar galip geldi. Araplar büyük sayıda asker kaybettiler. Yenik Arap ordusundan geri kalanlar Suriye'ye döndükleri zaman II. Yezîd'in büyük bir hoşnutsuzluğu ile karşılaştıkları bildirilir.[1]

Ertesi yıl Yezîd, seçkin asker ve birliklerden oluşan yeni büyük bir Arap ordusu kurdu ve bu orduyu "Cerrah el-Hakemî" komutasında Hazarlar üzerine gönderdi. Bu ordusu Kura Irmağı'nı geçip Güney Kafkasya'ya girdi ve buraları talan ederek epey ganimet toplamayı başardı. Bu ordu, 722 veya 723'te Hazar Denizi batı kıyılarından yürüyerek Dağıstan içlerine yöneldi. Araplar, Hazarların elinde bulunan, (belki de başkentleri olan) "Belencer" adı ile bilinen büyük bir şehre yöneldiler. Surları bulunmayan bu şehir sakinlerinin şehrin etrafına (300 veya Tâberî'ye göre 3.000 adet) birbirine bağlı Araba kalesi kurup ve şehri kuşatan bir mevzi kurup şehri böyle savunmaya çalıştıkları bildirilmektedir.[1][2] 723'te bu Arap ordusu "Belencer" şehrini kuşatıp eline geçirdi. Belencer'in savunmasını yapan Hazar prensi şehirden kaçıp biraz daha kuzeyde bulunan "Samandar" şehrine çekildi ve burasını merkezi yaptı.[3]

Halifelik döneminde ilgi çeken bâzı olaylar

[değiştir | kaynağı değiştir]

İslâm Peygamberi'ni gören ve bilen (İbn-i Tufeyl adlı) yaşayan en son kişi II. Yezîd döneminde 719'da (Hicri 101) Mekke'de yüz yaşını çoktan aşmış olduğu hâlde öldü.[4]

II. Yezîd'in kendinden önceki Emevî halifelerinden daha çok harem hayatına ve harem dışındaki kadınlara düşkünlüğü bildirilmektedir. II. Yezîd'in karısı, halife Osman'ın torunu "Sudha", onun bu düşkünlüğünü bilip gayet güzel, fakat yüksek fiyatla bir esir kız satın alıp hediye ettiği; bu kızın adına "Hababah" denildiği; II. Yezîd'in bu cariyeye çok düşkün olup cariyenin ölümünden hemen sonra II. Yezîd'in de öldüğü tarihlerde yazılmaktadır.[1] II. Yezîd'in "Sallama" adlı bir şarkıcıya yakınlığı da bilinmektedir. Bu iki kadının Emevî devletinin iç işlerini etkiledikleri iddia edilir. Bin Hubeira'nın Irak valiliğine tayin edilmesinin "Hababah" aracılığı ve ona verilen hediyeler dolayısıyla yapıldığı yazılmıştır. II. Yezîd ölüm döşeğindeyken yanında bulunan kişinin "Sallama" olduğu, ailesini ve saray mensuplarının II. Yezîd'in ölmesini "Sallama"’nın ağlayıp haykırışları vasıtasıyla öğrendikleri rivayet edilir.[1]

"Tepfanes" adlı bir Hristiyan tarih yazarı, II. Yezîd'e bir müneccimin eğer Hristiyan putlarına karşı tedbirler alırsa 40 yıl halife olarak hüküm süreceğini bildirdiğini yazar. II. Yezîd'in halifeliğinin son yılında Hristiyanlar aleyhinde bir put kırma buyruğu yayınladığı; ama bunun uygulanmasına başlanmadan öldüğü bilinmektedir.

II. Yezîd 724'te veremden öldü. Yerine kardeşi Hişâm bin Abdülmelik Emevî halifesi oldu.

Ayrıca bakınız

[değiştir | kaynağı değiştir]
  1. ^ a b c d e f g h i Muhammed bin Cerîr Taberî (ed. Ehsan Yar-Shater çev. David Stephan Powers)(1989-2007) The History of al-Ţabarī 40 Cilt, Albany: State University of New York Press ISBN 0-88706-563-5 (Cilt 24) (İngilizce)
  2. ^ "Belencer" şehrinin nerede bulunduğu tam olarak bilinmemekte ve bu şehrin şimdiki mevkii hakkında değişik açıklamalar bulunmaktadır. En büyük ihtimalle şimdiki Dağıstan merkezi olan Mahaçkale veya bu şehrin çok yakınında bulunan bir harabe olduğu kabul edilmektedir.
  3. ^ "Samandar" şehrini de tam mevkii üzerinde anlaşmazlık bulunmaktadır. Bugünkü Dağıstan'da bulunan Kizlyar ile Hazar Denizi sahilleri arasında bir mevki olduğu sanılmaktadır.
  4. ^ İslâm Peygamberi'ni yaşadığı dönemde yaşamakla birlikte onu yakından görmemiş olan en son kişinin 817'de ( Hicri 109) öldüğü bildirilmektedir.
  • Çağatay, Neşet (1993),Başlangıcından Abbasilere Kadar (Dinî-İçtimaî-İktisadî-Siyasî Açıdan) İslam Tarihi: , Ankara:Türk Tarih Kurumu ISBN 9751605342
  • Hitti, Philip H. (çev. Salih Tuğ), (1968) Siyasi ve Kültürel İslam Tarihi (IV Cilt), İstanbul:Boğaziçi Yayınları.
  • Üçok, Bahriye (1979) İslam Tarihi Emeviler- Abbasiler, Devlet Kitapları, Ankara: Milli Eğitim Basımevi (1.Basım:1968)
  • Muhammed bin Cerîr Taberî (ed. Ehsan Yar-Shater çev. David Stephan Powers)(1989-2007) The History of al-Ţabarī 40 Cilt, Albany: State University of New York Press ISBN 0-88706-563-5 (Cilt 24) (İngilizce)
  • Muir, William (1924), The Caliphate; Its Rise, Decline and Fall, Edinburgh, Bölüm 54. Websitesi: [1]13 Ekim 2009 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. (İngilizce) (Erişim tarihi: 30.8.2009)
II. Yezîd
Resmî unvanlar
Önce gelen
Ömer bin Abdülaziz
Emevî Halifesi
720 - 724
Sonra gelen
Hişam bin Abdülmelik